Mukîm ile seferde olan kimsenin cemaatle namaz kılması yani birbirlerine tâbi olması caizdir. Şu farkla ki; seferînin mukîme tâbi olması durumunda namaz tam kılınır. Seferî olan kimse imam olursa selam verdikten sonra mukîm olan kişi tıpkı mesbûk (namazın birinci rek‘atını kaçıran) kimse gibi kalkıp geriye kalan rekâtları tamamlar (Mevsilî, el-İhtiyar, I, 197).  İbn Abbas’a (radiyallahu anh) seferinin mukîme uyması durumunda neden dört rekât kılması gerektiği sorulduğunda, Allah Resulünün (aleyhissalatu vesselam) sünnetinin bu şekilde olduğu cevabını verdi (Ahmed bin Hanbel, el-Müsned, I, 357, No: 1863). Seferî kimse bir anlık dahi olsa mukîme tâbi olursa yine namazını tam olarak kılar. Mesela mukîm olan imama teşehhüdde yetişen seferî kimse oturur oturmaz imam selam verirse kalkıp namazını tamamlayarak kılar (Şirbînî, Muğni’l-Muhtâc, I, 753).