Geçmişi Hz. İbrahim (aleyhisselam)’a kadar dayanan ve cahiliye devrinde de gelenek haline gelen sünnet olma (hitân) ile ilgili herhangi bir ayet bulunmamaktadır. Fakat insanın fıtratına uygun olduğu ve tıbbi açıdan da birçok faydası bulunduğundan, Müslümanlığın bir nişanesi olarak kabul edilmiştir. Zira dinimiz temizlik hususuna çok önem vermiş, bunu bazı ibadetlerin geçerli olma şartı saymıştır.  Ayrıca yapılan tıbbi araştırmalara göre sünnet olmayan kişilerde farklı hastalıkların baş gösterdiği belirtilmiştir.

Rivayet edildiğine göre Efendimiz (aleyhissalatu vesselam), yeni Müslüman olan birine “küfür kıllarını üzerinden at (tıraş ol) ve sünnet ol” (Ebu Davud) demiştir. Yine Ebu Hureyre’nin rivayet ettiği başka bir hadiste Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurmuştur: Beş şey fıtrattandır; etek tıraşı, sünnet olma, bıyıkları kısaltma (veya kesme), koltuk altı traşı ve tırnak kesimi… (Buhâri, Müslim) Bu hadislere binaen fakihlerin çoğunluğuna göre sünnet olmak farzdır (İbn Kudame, El Muğni I, 80). Hanefi ve Maliki mezhepleri ise sünnet olmanın müstehap olduğu görüşündedirler (Mevsûatü'l Fıkhı'l İslamî ve'l Kadâyâ'l Muâsıra I, 461).