Kutsal topraklarda bulunanların imkân dahilinde sık sık umre yapmaları sünnettir. Ebû Hüreyre’nin (radiyallahu anh) rivayet ettiğine göre, Resûlullah (aleyihissalatu vesselam) şöyle buyurmuştur: “İki umre, aralarında işlenen günahlara kefarettir. Allah tarafından) kabul gören haccın karşılığı ise ancak cennettir” (Buhari, Umre, 26 No: 1773). Çok umre yapmak, Kâbe’yi sık sık tavaf etmekten faziletlidir. Ancak bir kimse, ben sadece tavaf yaparsam vaktimi daha fazla buna ayırabilirim ancak umre yaparsam yorulup ihramlı halim daha az sürebilir, derse vaktinin daha çoğunu tavafa ayırması daha faziletlidir (Heytemî, el-Menhecü'l-Kavîm, s.434). Kişi kendisi için umre yaptıktan sonra, vefat eden yakınları adına farz olan umreyi yapabilir. Bununla sorumluluk vefat edenlerden kalkar. Farz olmadan vefat etmişse kendisine umre sevabı verilir. Vasiyette bulunmamışsa ölen kişi adına sünnet olarak hac&umre yapılmaz (Heytemî, Tuhfetü'l-Muhtâc, VII, s.131).