Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helâl ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır (Bakara 168).

Kendisine miras kalan kişi, bırakılan malın haram olup olmadığını bilmiyorsa ve malın haram yollardan elde edildiğine dair bir işaret de yoksa fakihlerin ittifakıyla miras olarak bırakılan mal kendisine helaldir. Zira asıl olan, malların helal yollardan elde edilmiş olmasıdır. Mirasçı malın haram olduğunu biliyorsa haram olan miktarını, bilmiyor ama ciddi şüpheleri varsa tahmin yoluyla belirlediği miktarı terekeden çıkarmalıdır (Nevevî, el-Mecmu’ IX, 428). Miras olarak bırakılan mal, başkasının hakkına girerek elde edilmişse misli misline sahibine iade edilmelidir. Olur da sahibi bulunamazsa mirasçılarının araştırılması ve kendilerine teslim edilmesi gerekir. Mirasçılar da yoksa hayır kurumlarına veya fakirlere verilmelidir. Başkasına ait olmayıp; içki, uyuşturucu ve kumar gibi haram yollardan elde edilen mallara gelince bunlar da aynı şekilde hayır kurumlarına verilerek elden çıkartılmalıdır. Ölen kimsenin yakınları fakirse bu mallardan bir pay kendileri için ayırabilirler (Gazâlî, İhyâʾu Ulûmi’d-dîn, II, 559).