Allah Teâlâ’nın, peygamberlerin, meleklerin ve Kur'an'da geçen cümlelerin sadece Arapçasına değil, farklı dillerle yazılan şekline de hürmet göstermek gerekir. İbn Hacer el-Heytemî şöyle der: Kuran'ı Kerim, Allah'ın isimleri, muazzam isimler ve peygamber adlarından her birine hürmet göstermek vaciptir. Peygamber adlarıyla ilgili ölçü; yazılan isimlerde peygamberin kastedildiğine dair karinelerin bulunmasıdır. Mesela “Muhammed Allah'ın nebisidir" veya “Musa Allah'ın Kelimidir" şeklindeki yazılardan maksat peygamberlerdir. Ancak yazılan isimlerle peygamberler kastedilmemişse aynı hükmü almaz (Heytemî, el-Fetâva’l-Fikhiyyetü’l-Kübrâ, I, 397). Dolayısıyla aynı manayı ifade ettiği takdirde, muazzam isimlerden her birine hürmet göstermek gerekir. Zira Arapça dilinden anladığımız manalar, diğer dillerde de mevcuttur. Önemli olan manaya hürmettir.