• Anasayfa
  • HAKKIMIZDA
    • Fetva Kurulu
    • Molla Enver KILIÇARSLAN
    • Fetva Yöntemi
    • Kaynak Yöntemi
    • Bibliyografya
  • İBADET
    • Abdest
    • Namaz
    • Oruç
    • Zekat&Fitre
    • Hac&Umre
    • Kurban
    • Cenaze
    • Temizlik
    • Bayramlar
  • MUÂMELÂT
    • Alışveriş
    • Faiz
    • Bankacılık
    • Ceza Hukuku
    • Adak&Yemin
  • AİLE
    • Talak
    • Süt Kardeş
    • Miras
    • Vasiyet
    • Kadın
    • Nikâh
  • HELAL&HARAMLAR
  • BEYÂNÂT
  • 11 MESELE
  • DİĞERLERİ
    • Akide&Düşünce
    • Hadis
    • Siyer&Tarih
    • Dosya Çalışmalar
    • Kur'an İlimleri
5 Zi'l-Hicce 1446

  1. Anasayfa
  2. Kategoriler
  • Anasayfa
  • HAKKIMIZDA
    • Fetva Kurulu
    • Molla Enver KILIÇARSLAN
    • Fetva Yöntemi
    • Kaynak Yöntemi
    • Bibliyografya
  • İBADET
    • Abdest
    • Namaz
    • Oruç
    • Zekat&Fitre
    • Hac&Umre
    • Kurban
    • Cenaze
    • Temizlik
    • Bayramlar
  • MUÂMELÂT
    • Alışveriş
    • Faiz
    • Bankacılık
    • Ceza Hukuku
    • Adak&Yemin
  • AİLE
    • Talak
    • Süt Kardeş
    • Miras
    • Vasiyet
    • Kadın
    • Nikâh
  • HELAL&HARAMLAR
  • BEYÂNÂT
  • 11 MESELE
  • DİĞERLERİ
    • Akide&Düşünce
    • Hadis
    • Siyer&Tarih
    • Dosya Çalışmalar
    • Kur'an İlimleri
  • Videolar

Efendimiz'e Hitaben Şefaat Talebinde Bulunmak Doğru mudur?
Fetva No: 386 Görüntülenme: 1080

http://fetvakurulu.com/fetva/386/efendimize-hitaben-sefaat-talebinde-bulunmak-dogru-mudur

Şefaat; İslam akidesinde Allah Teâla`nın özel bazı insanlara tanımış olduğu günahkâr Müslümanları affetmek için yapılan bir aracılık hakkıdır. Şefaat, dünyada veya ahirette olmak suretiyle iki şekilde gerçekleşebilir. Dünyadaki şefaat; ya hayatta olan birinden dua istemek suretiyle veya "ahirette bana şefaatçi ol" demek suretiyle gerçekleşebilir. Bu iki durum arasında herhangi bir ayrım olmayıp bu konuda İslami açıdan herhangi bir sakınca yoktur. Zira birinden dua talep etmek bir nevi ondan kendisine Allah katında şefaat(aracılık) yapmasını talep etmek demektir. Hz. Ömer'in yağmur duasında Peygamber Efendimiz'in (aleyhissalatu vesselam) amcası Hz. Abbas'tan yağmur için dua etmesini talep etmesi buna delalet etmektedir (Buhârî). 

Ancak "Şefaat ya Rasulallah" demek suretiyle Peygamber Efendimiz (aleyhissalatu vesselam)’dan birebir şefaat dilemek konusunda görüş ayrılıkları olmakla beraber Hz. Ebubekir'in Peygamber Efendimiz  (aleyhissalatu vesselam) vefat edince alnından öptükten sonra, "Allah katında bizleri de an" demesi Peygamber Efendimiz'den  (aleyhissalatu vesselam) birebir şefaat dilenebileceğine dair önemli bir kanıttır. Ancak Hz. Ebubekir'in bunu Peygamber Efendimiz'in (aleyhissalatu vesselam) huzurunda söylemesi, gıyabında doğrudan Peygamber Efendimiz'in (aleyhissalatu vesselam) şahsından veya başka bir zattan şefaat dilemenin doğru olduğu anlamına gelmemekte bilakis doğru olan Peygamber Efendimiz'in (aleyhissalatu vesselam)  veya bir Allah dostunun şefaatini onun şahsından değil de birebir Allah'tan istemektir. Ancak "Şefaat ya Rasulallah" ifadesi mecazi anlamda Allah'a dua etmek kastıyla kullanılıyorsa bunda herhangi bir sakınca yoktur.

Ahiretteki şefaate gelecek olursak; Kur'an-ı Kerimde Allah'ın izniyle Ahirette şefaat yapılabileceğine dair birçok ayet bulunmaktadır. "O gün, Rahman’ın şefaat izni verip sözünden razı olduğu kimselerden başkasının şefaati fayda vermez" (Taha 109). Sahih Hadislerde ise özelde Peygamber Efendimiz'in (aleyhissalatu vesselam) genelde ise bazı insanların Allah'ın izniyle ahirette şefaat edebilecekleri belirtilmiştir; "Meleklere, Peygamberlere ve Şehitlere şefaat izni verilir ve şefaat ederler…" (Müsned) Şefaatin nerede ve nasıl yapılacağıyla ilgili ayrıntıya girmeden şunu diyebiliriz; ahirette şefaat konusunda Ehl-i Sünnet Alimleri arasında ciddi bir görüş ayrılığı yoktur. Ancak Mutezile ve akılcı yaklaşıma sahip olanlar şefaati bir nevi adaletsizlik olarak görüp inkâr etmişlerdir. Onlara göre şefaat, günah işlediği halde bir insanı kayırmak anlamında olup "İnsana ancak yaptığının karşılığı vardır" ayetiyle çelişmektedir. Ancak Ehl-i Sünnet anlayışında Ahirette gerçekleşecek şefaatin mantığı, Allah Teâla'nın iyi ameller işleyip günahı olan bazı kullarına merhamet edip -şefaati buna vesile kılarak- günahlarını affetmesidir. Yoksa şefaat,-inkâr edenlerin dediği gibi- hak etmedikleri halde insanları kayırmak anlamına gelmemekte ve "İnsana ancak yaptığının karşılığı vardır" ayetiyle çelişmemektedir. Zira Hadislerde de belirtildiği gibi bazı ameller -Kur'an okumak gibi- ahirette bir insanın şefaate hak kazanmasına vesile olacak, ayrıca bütün günahkârlara şefaat edilmesi söz konusu olmayıp kimin şefaate hak kazanacağına ve kimin şefaat edeceğine Allah Teâla karar verecektir. Ayrıca şefaat konusu Allah'ın bilgisi dâhilinde olan gaybi meselelerdendir. Dolayısıyla herkes yaptıklarından sorulacak, kimse şefaate güvenerek sorumluluktan kurtulamayacaktır.


Paylaş

Benzer fetvalar

  • Bebeğin Saçı Yedinci Gününde İlla Tıraş Edilmeli mi?
  • Dârü'l Hârp ile Dârü'l İslam Hakkında Bilgi Verir misiz?



ÇOK OKUNANLAR

  • Kur’an’ı Mushaf'a Bakarak Okumak Ezbere Okumaktan Faziletli midir?
  • Canlı Hayvandan Kopan/Kesilen Parça Leş midir?
  • Cihatta Olan Müslümanlara Zekât Verilebilir mi?
  • Cünüplük Halini İmsaktan Önce Gideremeyen Kişinin Orucu Geçerli Sayılır mı?
  • Saçı Siyaha veya Başka Bir Renge Boyamak Caiz midir?
  • Namaz Kıldıktan Sonra Elbisemde Kan Lekesi Gördüm, ne Yapmalıyım?
  • Bankaların Mobil Uygulamaları Üzerinden Yapılan Döviz İşlemi
  • Kar ile Abdest Alınır mı?
  • Deniz Suyuyla Abdest ve Gusül Almak Caiz midir?
  • Kayınvalide, Yalnız Nikâhın Kıyılmasıyla Damadına Mahrem Olur mu?
Advert


Fetva_Kurulu
fetva kurulu logo ittihat logo müddesir logo

Yönetim

  • Fetva Kurulu
  • Molla Enver KILIÇARSLAN
  • İletişim

Sosyal medya